Pozitif enerji, insanda mevcut olan olumlu bir enerjidir. Pozitif enerjisi normal düzeyde olan insanlar; son derece ılımlı, sağlıkları yerinde ,etrafa neşe saçan insanlardır .Bu insanlar, zihinsel olarak sağlıklıdır ve hayatlarında stres diye bir problemleri yoktur.
 
Negatif enerji de, vücutta hastalıklı olan bölgelerin ürettiği olumsuz enerjidir. Çok  stresli insanlar,ağır travma geçirenler, beyninde devamlı olumsuz düşünceler üreten bu türde insanlar çeşitli ağrı ve psikolojik rahatsızlıklar duyarlar. Negatif enerjinin ortadan kalkması için her şartta  ilk önce tıbbi tedaviye, eğer çare yok ise alternatif tıbba başvurulmalıdır.
 
POZİTİF VE NEGATİF ENERJİ VE AURA NEDİR?
İnsan dünyaya gelip yetişkin biri olmaya başladığında, beyni, aklı ve mantığı gelişir, belirginleşir. Ve bunun sonucu çeşitli etkiler ve frekanslar, enerjiler, belirgin bir biçimde ortaya çıkmaya başlar. İnsan zihninde ürettiği bütün bu değişik düşünce kalıplarını, inanç sistemlerini dalgalar halinde ilk önce ruhuna, sonrada boşluğa (evrene) verir. İşte bu, insanın aurasıdır. (Işın bedenidir)
Pozitif düşünceler ve enerjiler, auramızın (ışın bedenimizin) yaşam kaynağıdır. Ve devamlı ışın hücreleri oluşturur ve devamlı toplar. Bunun adına SEVGİde diyebiliriz.
Negatif düşünceler ise, devamlı verir ve alamaz. Bu veriş, bir boyutta artık kişinin kendi aurasından (ışın bedeninden) verişe döner. Ve çeşitli hisler sonucunda (ego, bencillik, öfke, korku, kıskançlık, dedikodu, nefret vb. gibi) beyin artık pozitif düşünce üretemez ve auraya (ışın bedene) yeni hücreler, yeni enerjiler kazandıramaz. Tam tersi diğer hücreleri de yokeder. Bu durum hastalıklara zemin hazırlar.
Hastalık, yaşam enerjinizdeki kesilmelerin yada dengesizliklerin sonucudur. Hayatınızda sizin yaptığınız ya da yapılmasına izin verdiğiniz dengesizlik ve rahatsızlıklarla ilgili olarak, bedeninizin sizi bilgilendirme işlemidir. Böylesi kesiklik ya da dengesizlik, üzüntülerden, gerginliklerden, sürekli olumsuz ruh halinden kaynaklanabilir. İçinde bulunduğumuz ruhsal durumdan dolayı aura ve çakralardaki enerji akışında meydana gelen bu değişiklikler, insanın enerji bedeninde bir dengesizlik yaratır. Meydana gelen bu dengesizlikler veya enerji eksikliği, fizik bedenimizde hastalıkları oluşturur. Hastalık, fiziki bedende kendini göstermeden önce, psişik ya da astral bedende, aura’da görünür. Aura okuyabilen bir kişi, hastalık meydana gelmeden önce onu teşhis edebilir ya da en azından bir hastalığın gelmekte olduğunu söyleyebilir.
Bedenimiz enerji ile yaşar ve evrendeki enerjiye ihtiyaç duyar. Evrensel enerjiyi bedene alma yollarından biri bilinçli ve düzenli olarak yapılan solunum egzersizidir. Prana yahut “hayat enerjisi” adı verilen bu enerji ve oksijen, bedene ve zihne canlılık verir.
Ayrıca çakralar üzerinde yapılan çalışmalar, renk çalışmaları, imgeleme çalışmaları, çeşitli meditasyonlar ve yoga çalışmaları, kendimizi bilme ve bulma yolunda yapılan her türlü kişisel gelişim çalışmaları, beyin kapasitemizi gittikçe arttıracak ve auramıza (ışın bedenimize) iyice pozitivite yükleyecektir.
Aldığımız enerjiyi kendimizde tutmak ve sağlıklı kalabilmek için şunlara da dikkat etmeliyiz:
1. Hayatta karşılaştığımız olaylarda dengede kalmayı öğrenmek.
2. Diğer insanlarla olan ilişkilerimizde iyilik ve sevgiyi ön plana almak.
3. Düşüncelerimizi kontrol ederek, pozitif düşünme alışkanlığını kazanmak.
4. Enerjimizi iyi yönde kullanmak.
 
Negatif ve pozitif duygu ve düşünceler neler? Negatif ne demek? Pozitif ne demek? Negatif duygular tahmin ettiğiniz gibi nefret, öfke, korku, kıskançlık, üzüntü gibi çoğunlukla istemediğimiz, beğenmediğimiz hatta hissetmekten çoğu zaman kaçtığımız duygular değil.
 
Neşe ve hatta sevgi bile negatif olabilir. Çünkü negatif duygu ve düşünceler hareketsiz yani bloke olmuş olanlardır. İngilizce”de duyguların ”emotion” ve ”feeling” olarak iki ayrı kelime ile ifade ediliyor olmasının sebebi de bu. Emotion, pozitif yani anlık yaşadığımız, üzerinde fazla vakit sarf etmeden akıp giden, hareketli yani pozitif duygular.
 
Bu hareketli duygular, yani ”emotion”larımız bizi canlı, pırıl pırıl yapan, genç tutan enerjiler. Üç yaşında bir çocuğun gözlerindeki ışıltı, saçlarının ve teninin canlılığı, bitmeyen enerjisi pozitif enerjiler sayesinde oluşuyor. Oysa 70”li yaşlardaki insanların genelinin enerjisi oldukça düşüktür, gözleri donuk bakar, cildi cansız, bedeni güçsüzdür.
 
Yaşımız ilerledikçe enerjimizin düşmesine, ışıltımızı, canlılığımızı kaybetmemize sebep olan şey bedenimize ve tüm enerjetik bedenlerimizde yer alan negatif, yani bloke olmuş hareketsiz enerjilerdir. Peki bu enerjiler nasıl oluşur? Neden bedenimizde bu enerjilerden bu kadar çok var? Her tür duygu ve düşünce hareketli olmadığı, anlık şekilde akmadığı zaman, yani durdurmaya çalıştığımızda ”negatif”e dönüşüyor.
 
Herhangi bir duyguyu örnek alalım. Örneğin korku. Korkunun kendisi bu duyguyu yaşıyor olduğumuz anda pozitif bir enerji. Ancak bizler korkudan korkuyoruz. Bu nedenle bu duyguyu yaşamaktan kaçıyor ve korktuğumuzu hissettiğimiz her an onu durdurmaya çalışıyoruz. Durdurduğumuz ve yaşamamız gereken zamanda yaşamadığımız tüm duygular ise negatife dönüşüyor. Sevmediğimiz ve bu şekilde bastırdığımız en favori duygularımız nefret, korku, kıskançlık, öfke…
 
Oysa bizler, sevgi dahil olmak üzere neşe, sevinç, mutluluk gibi duygularımızı bile bastırabiliyoruz. Öfkeler, korkular en sevmediğimiz, en beğenmediğimiz duygularımız arasında oldukları için negatif duygu dendiğinde aklımıza ilk gelen duygular bunlar oluyor tabii ki. Ve bastırdığımız duygular bir süre sonra öyle bir hal alıyor ki birbirimizi öldürebilecek yoğunlukta nefret dolu hislere sahip olabiliyoruz. Negatif düşünceler ise zihnimizden atamadığımız, durmadan düşündüğümüz düşünce alışkanlıklarımız.
 
Hareketsiz ve sıkışmış enerjilerden kurtulmanın tek yolu ise enerji çalışmaları yapmak…
 
 
 
negatif-pozitif-enerji-hayat-kolay2
 
 
 
Mutluluk Alışkanlıktır 
 
Sizi gerçekten mutlu eden nedir? Her yıl üzerine eklenen yeni sorumluluklarınız ve mutlaka yapılması gereken işleriniz arttıkça bu soruyu düşünmeye bile fırsat bulamıyor olabilirsiniz. Unutmamanız gereken, küçük şeylerle mutlu olmak sadece ruh sağlığınızı değil, fiziksel sağlığınızı da etkiler.
 
Mutlu olmaya özen gösterirseniz, onu daha kolay elde edersiniz. RealAge doktorlarına kulak verelim. Basit adımları takip ederek, hayatınızdaki coşku ve mutluluğu tekrar kazanabilir, böylelikle fiziksel sağlığınızı da korumuş olabilirsiniz.
 
Günlük Eğlencelerinizin Kıymetini Bilin: Eğer gün içerisinde yapılacakların bir listesini çıkarıyorsanız, sizi en çok eğlendirenleri de koymayı ihmal etmeyin. Yatağa uzanıp kitap okumayı, açık havada kahvaltı etmeyi, uzun bir yürüyüşe çıkmayı, oyun oynamayı, fotoğraf çekmeyi veya hiçbir şey yapmadan oturmayı seviyor musunuz? Aslında gün içerisinde bunlardan en az bir veya birkaçına ayırmak için vaktiniz var. Listenizi gözden geçirin, yapılması gerektiğini düşündüğünüz aslında kaç işi gerçekten yapmanız gerekiyor? Günlük aktivitelerinizi tekrar tartmalısınız. Belki aylardır yaptığınız bir şeyi artık yapmaya gerek yok, ancak alışkanlık yüzünden devam ediyor olabilirsiniz. Gereksiz aktiviteler çıkınca eminiz listeniz sizi daha mutlu edecektir.
 
Güçlü ve Bağımsız Olun: Hepimizin kötü günleri olur. Bitkin hissettiğimiz ve canımızın hiçbir şey yapmak istemediği günler…Ancak öyle günlerde, sorunun tam üzerine gitmek inanın çok faydalı olacaktır. 10 dakika boyunca egzersiz yapın. Bir kere hareket etmeye başlayınca kolay kolay bırakmak istemeyeceksiniz. Bir egzersiz planı yapın ve ona sadık olun. En neşeli günde de, en kötü hissettiğiniz günde de 10 dakikalık bir egzersizi es geçmeyin. Bağışıklık sisteminiz, egzersiz planınızın düzenine göre gelişecek, ve bu sizin ruh halinizi olumlu yapacaktır. Egzersiz yapmak, sizi mutlu eder.Egzersiz sonrası bir kağıda neler hissettiğinizi yazın. Egzersiz planınıza göre ilerleyen günlerde, egzersiz biter bitmez neler hissettiğinizi kısa cümlerle not almaya devam edin.
 
Stres Konusu: Hiçbir şeyin neşenizi almasını istemezsiniz. Fakat gün içerisinde bunu başarmak size ilk anda kolay gelmeyebilir. Gün içerisinde kısa nefes molaları verin. Evet çok basit; derin nefes alın! 3-4 tekrardan sonra kan akışınızına oksijen katmış olacak, daha sakin ve huzurlu hissedeceksiniz.Ek olarak eğer ki vakit bulabilirseniz, yoga veya masaj deneyin. Yapılan sayısız araştırma sonucunda görülüyor ki, sinirinizi hafifletir, stresi yok eder depresyon ve anksiyete duygularınızı minimuma indirir. 10 dakikalık bir yürüyüş ile, çok şekerli veya tuzlu bir atıştırmanın sizde yaratacağı rahatlama ve mutluluk hissi aynı olacaktır. Sizce hangisi daha sağlıklı?
 
Elinizdekileri Kullanın: Hepimizin kendimize göre çeşitli becerileri ve ilgi alanları vardır. Gönüllü olarak yapabileceğiniz bir şeyler bulmak için, yakınlardaki okul, kulüp veya organizasyonları araştırın. Yeteneklerinizi başkalarının iyiliği için kullanmak, mutluluğu iki taraflı getirecektir. Yapabileceklerinizi gözden geçirin, sizin belki de umursamadığınız becerileriniz başkalarının mumla aradıkları olabilir. İnanın sizdeki yetenekleri arayan birçok kişi var. Herkesin yardıma ihtiyacı vardır, neden yardım eden siz olmayasınız?
 
Etrafınızdakilere Saygı Duyun: Ailenizden veya arkadaşlarınızdan birkaçı ile sohbet etmek gerçekten kolay bulabileceğiniz bir aktivite olabilir. Sizi anlayan insanlarla konuşmak kolaydır. Bu kişi sevgiliniz de olabilir. Kendinizi açmanız ve vereceğiniz güven, günlük sıkıntılarınız ve endişelerinize yeni bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayabilecek yorumlar getirebilir. Gülmek ve mutluluk arasındaki ilişki bilimseldir. Güldüğünüz zaman, kan basıncınız düşer ve mutluluk hormonu adı verilen endorfin hormonu artar. Son olarak, işyerinizdeki ilişkileri es geçmeyin. İş arkadaşlarınız sizi yakından tanıyor olabilirler. Birbirinize vereceğiniz destek, stresli zamanlarınız için çok değerli olabilir. Siz onları dinleyin, onlar da sizi dinlesin. İş arkadaşlarınızın sizin hakkında bildiklerini yadsımayın, sahi onları her gün görüyorsunuz öyle değil mi?
 
Mutlu hissetmek, duygusal hayatın olduğu kadar fiziksel hayatınızın da çok önemli bir parçasıdır. Zamanınıza ve bağımsızlığınıza değer verin, kendi gücünüz ve yeteneklerinizi kullanabileceğiniz alanları seçerseniz, bu sizin hem ruhunuzu hem de vücudunuzu kendine getirecektir.
Buraya yazamadığımız daha birçok rahatsızlık konusunda telefonla karşılıklı diyalogla bilgi alabilirsiniz...

0 507 818 11 11

Bize Ulaşın

Bize sorularınızı sormaktan çekinmeyin!

Gönderildi! Mesajınız başarılı bir şekilde gönderilmiştir.
Hata oluştu! Mesaj gönderilme sırasında bir hata oluştu!

Adres Bilgileri

  • Adres: ADNAN MENDERES BLV. H.ALTINİŞ. İŞ MRK. KAT:3 NO:21. (markAntalya karşısı) ANTALYA
  • Telefon: +90 507 818 11 11
  • E-Posta: eldekisifa@gmail.com

Çalışma Saatleri

  • Pazartesi - Cuma - 9:00- 18:00
  • Cumartesi - 09:00-18:00
  • Pazar - 11:00-22:00

Eldeki Şifa Mehmet Hoca

Telefonlarımız yoğunluktan dolayı meşgul olabilir. Tekrar denemenizi yada form üzerinden bize ulaşmanızı rica ederiz.