PRANA/NEFESLE GELİŞİM

 

“Nefes evrenle temasa geçirir ve iç dünyamıza evrenseluyumun kapılarını açar.’’

 

Prana bir nefes bilimidir.Enerji demektir.Aynı zamanda hayat canlılık ruh gibi anlamları da vardır.Prana  Bioenerjinin mayasıdır.Bir nefes kadar insana yakın, insanı evrene bağlayan bir bilimdir.

Çok şaşırmıştım binlerce çeşit nefes tekniği olduğunu okuduğumda  18 yıl önce.

Üstelik Hindistan’da bunun fakülteleri vardı.

Oysaki bireysel gelişim kitaplarında klasikleşmiş tek bir nefes tekniği yer alıyordu.Özellikle stres için öneriliyordu.

Oysaki Uzakdoğu’da nefesin yüzlerce çeşitiyle pek çok hastalığın tedavisinde bir terapi metodu olarak kullanılıyordu.

Peki ne oluyor çeşitli şekillerde nefes almakla?

Batı insanına çok saçma ve enteresan gelebilecek bir olay.

Üstelik bioenerji yükleyerek vücudunuzu yaşam enerjisiyle şarj edebiliyorsunuz! Yoga ve nefes bilimi gibi Uzakdoğu öğretilerinin hayatın bütününü esas aldığını öğrenmiştim. Elbette hayatı bütün olarak ele alırken insanı da bir bütün olarak ele almak gerekiyordu. Bu metodlarda öncelikle beden, zihin ve ruh bir bütün olarak görülüyordu.

İnsan etten ve kemikten ibaret olmayan; sırlarla dolu ve esrarengiz teknolojiyle donanmış bir varlık olduğu ileri sürülüyordu. Peki bu durum dünyada; özellikle batıda ne kadar kabul görmüştü? Araştırmalarımda gördüm ki sadece yoga ve nefes bilimi değil alternatif sağlık diye ifade edilen ve insandaki enerjik beden esas alınarak yapılan bioenerji akupunktur, meditasyon, hipnoz, reiki, fengshu vb Uzakdoğuya dayanan pekçok yöntemler başta Amerika olmak üzere tüm Avrupa da bedensel, zihinsel, duygusal, sinirsel, enerjitik tedavilerde binlerce sayıda uzman tarafından uygulanıyordu.

Ayrıca bazı Batılı devletler ve Amerika tarafından ödenek ayrılarak bilimsel boyutta üzerlerinde araştırmalar yapılıyor; bu amaçlı merkezler açılıyordu. Hepinizin bildiği Ünlü Cerrah Prof. Dr. Mehmet Öz Amerika’da hastalarının başarılı ameliyattan geçmeleri, doğal yollardan sağlıklı yaşamaları için nefes, yoga, fitoterapi, akupunktur, meditasyon yöntemlerini uygulatmaktadır. Bu adam Türkiye’de olsa ne hallere düşürülürdü tahmin etmek bile istemem! Ülkemizde ise Prof. Dr. Ahmet Maranki itidalli yollardan kozmik bilinci, alternatif tıbbı ve yaşam enerjisini başarıyla anlatıyor ve yazıyor. Çok ilginçtir ki sadece Fransa’da 50 parapsikoloji merkezi kurulduğunu ve dünyada “kozmik savaşlar” olduğunu ifade ediyor. Türkiye’de ise bu konularda resmi hiçbir çalışma ve duyarlılık henüz yok.

? ? ?

Türkiye’de yoga, meditasyon merkezlerinin pek çoğu maalesef fanteziden öteye geçememektedir.

Kimileri ticarete  dökme gayretinde, kimileri ise Budizmi ya da Budist Tarikatları halka empoze etmeye çalışmaktalar.

Uzakdoğu bilim ve öğretilerini; fiziksel ve ruhsal sağlık, beyin fonksiyonlarını artırma ve kişisel gelişim gibi hayatımızda bize gerekli olacak faydaları elde etmek için kullanmalıdır. Anlatılanların din ve tarikat boyutu ise İslam Tasavvufunda zaten yeterince mevcuttur.

? ? ?

 

Sovyetler Birliği döneminden başlayarak Rusya’da ve Orta Asya’da parapsikoloji alanında; özellikle bioenerji, vücut elektriği, beynin yaydığı elekromanyetik dalgalar, telekinezi vb. üzerinde bilimsel araştırmalar yapıldı.

Sovyet Rusya Kominist rejim itibariyle maddecimateryalist bir sistem ve anlayışa sahipti. Uzakdoğu’da ki söz konusu konular hakkında yeteneği olanlar vardı; ama bir insanın bu konularla ilgilenmesi bile tehlikeliydi.

Çünkü madde ötesine dayandığından kesinlikle yasaktı. Fakat adeta kaderin bir cilvesi gerçekleşmişti.

Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Brejnev hastanede tedavi altına alınmış ancak yapılabilenler yeterli gelmemişti. Ve adeta ölüme terkedilmişti.

Juna Davitaşvili adında bir hemşire kendisinde olağanüstü bir güç olduğunu ve eğer imkan tanınırsa Brejnev’i iyileştirebileceğini söylemişti.

İmkan tanındı.

Juna 1 ay gibi bir sürede ellerinden bioenerji aktarımı yapmak suretiyle Brejnev’i iyileştirdi.

Brejnev Juna’ya sordu: “Bu yaptığın nedir?”

Juna: “Temassız masaj” şeklinde cevap verir.

 Brejnev: “Nasl oluyor bu?” diye sorar ve Juna elinden geldiğince açıklar. Brejnev bu konunun derhal bilimsel olarak araştırılmasını ve kullanılmasını emreder.

Ve Sovyetlerde bioenerjinin yanısıra parapsikolojik pekçok konu başarıyla araştırılır. Ünlü Rus yazar Soljenits bu durumu: “Rusya’da Tanrı’ya Dönüş” diye ifade eder.

 

PRANA NEFES UYGULAMALARI NEDİR, NE KAZANDIRIR?

“Prana” sözcüğü “nefes” anlamına geldiği gibi “hayat, canlılık, rüzgar ve güç” anlamlarına da gelir. Ama esas olarak “yaşam enerjisi” olarak adlandırılmaktadır.

Vücudun bütün fiziksel, elekrostatik, bilinç ve canlılık fonksiyonları buna bağlıdır. Evren makrokozmos, insan ise mikrokozmostur. Her ikisinin birbiriyle rezonansta/uyumda olması gereği Kuantum bazında bir realitedir. İnsandaki prana dengesinin bozulmasıyla fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar başlar. Bedende enerji merkezleri mevcut olup bunlar sinir sistemi ve salgı bezleriyle bağlantıldır. Dolayısıyla bir enerji merkezindeki aksaklık o bölgede rahatsızlıkların oluşmasına sebep olur. Evrene vücudumuzdan açılan en büyük kapı nefes kapısıdır.

Nefes ise sadece oksijen almanın değil, aynı zamanda yaşam enerjisiyle beslenmenin adıdır. Prana nefes uygulamalarıyla insan en başta doğru ritimde nefes alışı öğrenir. Nefese hakimiyet nefse (egoya) hakimiyeti getirir.

? ? ?

 Sınav stresinin, sınav kaygısının, iş stresinin, ruhsal ve sinirsel gerginliklerin/anksiyete bozukluklarının çığ gibi büyüyerek yaşandığı; insanların zihinsel kontrolünü yitirmeye, ihtiraslar altında ezilmeye başladığı; son çare olarak huzurun esrarda, eroinde, sexde arandığı; intiharların her yıl yüzbinleri bulduğu bir dönemde yaşıyoruz. Huzuru, mutluluğu, sükuneti hep dışarıda aradık.

Ne galaksiler keşfettik uzayda ama iç dünyamızdan bir ses işitemedik, bir renk göremedik. Ruhumuzun ve vicdanımızın sızılarını, sızıntılarını tarif edemedik. Allah’ı bile gökte ve dışarda aradık. Bu yanlışlarını düzeltenlere ne mutlu!

PRANA NEFES EGZERSİZLERİNİ HANGİ ALANLARDA KULLANABİLİRİZ?

Nefes terapileri ileri derecedeki rahatsızlıklara için bir uzman dahilinde öğrenilmesi ve uygulanması gerekir. Aksi takdirde yarar yerine akciğer ve sinir sisteminde bir takım gerilimler ve dengesizlikler oluşturabilir. Bu kitapta nefes prana uygulamalarıyla verilmek istenen en başta motivasyon ve performansımızı artırmak; yaşam kaygısı ve sınav stresini yenmek, beyin loblarını dengelemek, beyin ve sinir sistemini canlandırmak, heyecanımızın üstesinden gelmek, ruhsal sükunet ve uyum sağlamak içindir.

Ama elbette prana nefes uygulamalarını gerçekleştirdikçe akciğer bronşlarınız genişleyecek, sesinizin tınısı güzelleşecek; astım, bronşit ve öksürük gibi rahatsızlıkların iyileşmesinde yardımcı olacak ve sigara içenlerin akciğerlerinde temizlenme meydana getirecektir.

Hepimizde bioenerji kanalları mevcuttur.

Düzensiz yaşam şekli, radyasyon kirliliği, ekolojik kirlilik, stres, dengesiz beslenme, negatif düşünce gibi olumsuz faktörler bu kanallarda tıkanıklıklar meydana getirmektedir. Enerji akımı düşer, vücut fonksiyonlarında dengesizlikler ve rahatsızlıklar oluşur. Prana Nefes uygulamaları kanallardaki blokajları çözmede çok büyük bir rol oynar.

Prana Nefes uygulamaları 2 şekilde olur: Sadece nefes modelleriyle Düşünce, hareket ve nefes modellerini bir arada uygulayarak.

Uygulama İçin Ön Hazırlık

- Temiz havalı bir mekan bulun. Evinizin odasında yaparken mutlaka önceden havalandırın. - Uygulama yapma esnasında tek başına ve sessiz, rahatsız edilmeyecek bir ortam oluşturun. - İster yere bağdaş kurarak, ister sandalyede oturarak yapabilirsiniz. - Uygulamada sırtınız tam dik olmalı. - Önemli bir kural nefesin burundan alınmasıdır ve nefes yavaş ve uzun alınıp verilmelidir. - İlkönce birkaç kez normal nefes alıp vererek omuzlarınızı kollarınızı ve tüm vücudunuzu gevşetin. - Uygulamaları dilerseniz dinlendirici bir enstrumental eşliğinde yapabilirsiniz. (Kitaro’nun eserleri tavsiye olunur. ) - Kesinlikle tok karnına yapılmamalıdır. Yemekten en az 3 saat geçmiş olması gerekir.

1-Çaprazlama Nefes:

Genellikle burun deliklerimizden biri tam açık diğeri yarı kapalıdır. Bu tıkanıklık günün herhangi dönemlerinde sağdan sola, soldan sağa kayar.  Sağ burun deliğinden alınan nefes beynin sol lobunu etkiler. Ve beynin sol lobuyla alakalı işlevler daha fazla olur. Sol burun deliğinden alınan nefes ise beynin sağ lobunu etkiler ve sağ lobla alakalı fonksiyonlar daha hızlıdır.

Dolayısıyla dengeleyici nefes en başta beyin loblarını dengeleyerek çok önemli bir görevi yerine getirmektedir. Çaprazlama nefes tekniği yüzlerce nefes tekniği içinde en önemlileri arasında yer alır. Doğru olarak uyguladığınızda fiziksel ve zihinsel yararını kısa zamanda görecek ve hissedeksiniz.

Uygulanış şekli:

Sol burun deliğinden uzun ve derin nefes alın, sağ burun deliğinden verin. Daha sonra sağ burun deliğinden alın sol taraftan verin. Sonra yine soldan sağa, sağdan sola şeklinde çaprazlama olarak yapın. İlk uygulamalarda bir oturuşta 10 defa yapılması yeterlidir. Sayı giderek çoğaltılabilir. Karın Nefesi Bu uygulamada yalnızca karından nefes alıp verilir. Bunu kontrol edebimekiçin ellerinizden birini karnınıza koyabilirsiniz. Nefes aldığınızda karın şişmeli, verdiğinizde ise karnı geri çekmelisiniz.

İlk uygulamada 4 saniyede nefes alın, 4 saniye nefes tutun ve 4 saniyede nefesi vermiş olun. Bu ritmi yakalamaya çalışın. Uygulamalarınızın ileriki günlerinde nefes tutma miktarını 6-8-10-15-20 saniye şeklinde artırın. Günde 5 kere yapılır. Uygulamalarda yorulduğunuz an bırakın ve biraz dinlenin. Kendinizi zorlamayın.

2-Göğüs Nefesi:

Bu uygulamada ise, sadece göğüs/akciğerler bölgesi ile nefes alınır. Yine kontrol için bir elinizi göğsünüzün üstüne koyabilirsiniz. Nefes uzun ve yavaş alınıp verilir. Karın nefesinde olduğu gibi 4 saniyede alın, nefesinizi tutma miktarını 10-15-30 saniye şeklinde günden güne artırın.

Bu nefes tekniği ile akciğer bronşları genişler, akciğerlerin tamamını kullanacağınızdan dolayı bütünsel bir toksin temizliği meydana gelir. Aldığınız oksijen, kana ve beyne karışır. Beyne kan pompalama işlemi artar.

 

3-Omuz Nefesi Uygulaması:

Önceki nefes çalışmalarında omuzda hiç inme kalkma olmaması gerekirken, bu nefes tekniğinde omuzlar kalkar ve iner. Özellikle akciğerlerin üst kısmı kullanılmış olur.

Nefes alma, tutma, verme süreleri öncekiler gibidir. Günde bir oturuşta 5-6 defa yapmanız önerilir.

4-Tam Nefes Uygulaması:

Tam nefes ekniğini uygulayabilmek için, vermiş olduğumuz önceki nefes teknikleinde biraz ustalaşmanız gerekir.

Unutmayın!

Nefese hakimiyet bir sanattır.

Bu teknikte önce karın, sonra diyagram, sonra akciğerlerin tümü nefesle doldurulur.

Öncelikle 6 saniyede alın, 20 saniye tutun ve yine 6 saniyede verin. Çalışmalarınız ilerledikçe nefes tutma süresini 1-2 dakikaya kadar çıkartabilirsiniz.

Bunu yaparken acele etmemek gerekir. Günden güne, milim milim, çok itidalli bir şekilde acele etmeden uygulamanız yararınıza olacaktır. Aceleci davranmak, nefesi uzun dakikalar boyunca tutmayı şov haline getirmeye çalışmak, yarar değil zarar getirir.

Buraya yazamadığımız daha birçok rahatsızlık konusunda telefonla karşılıklı diyalogla bilgi alabilirsiniz...

0 507 818 11 11

Bize Ulaşın

Bize sorularınızı sormaktan çekinmeyin!

Gönderildi! Mesajınız başarılı bir şekilde gönderilmiştir.
Hata oluştu! Mesaj gönderilme sırasında bir hata oluştu!

Adres Bilgileri

  • Adres: ADNAN MENDERES BLV. H.ALTINİŞ. İŞ MRK. KAT:3 NO:21. (markAntalya karşısı) ANTALYA
  • Telefon: +90 507 818 11 11
  • E-Posta: eldekisifa@gmail.com

Çalışma Saatleri

  • Pazartesi - Cuma - 9:00- 18:00
  • Cumartesi - 09:00-18:00
  • Pazar - 11:00-22:00

Eldeki Şifa Mehmet Hoca

Telefonlarımız yoğunluktan dolayı meşgul olabilir. Tekrar denemenizi yada form üzerinden bize ulaşmanızı rica ederiz.